Kabe'nin yolları bölük bölüktür.
Benim yüreciğim delik deliktir
Dünya dedikleri bir gölgeliktir.
Canım Kabe'm varsam sana
Yüzüm gözüm sürsem sana
Eşim dostum yüklesinler yükümü
Komşularım helal etsin hakkını
Görmez oldum ırak ile yakını
Canım Kabe'm varsam sana
Yüzüm gözüm sürsem sana
Gözlerim hep seni arıyor kâbe
ne güzel yakışmış örtün üstüne
Örtün kefen olsun benim üstüme
Nasıl dayanayım ben hasretine
Hasretin içimi yakıyor kabe
Gözlerim hep seni arıyor kabe
Çok özledim seni tavaf etmeyi
Hacerül esvede bakıp öpmeyi
Rabbim nasip eyle tekrar gitmeyi
Hasretin içimi yakıyor kabe
Gözlerim hep seni arıyor kabe
Aşık oldum endamına yapına
Doyamadım cennet kokan kokuna
Bakmayı özledim altın kapına
Hasretin içimi yakıyor kabe
Gözlerim hep seni arıyor kabe
Bedenim mıh çakılmışım ben yere
İçimden bir el uzanıyor sana yar
Ruhum hırçın sığmıyor kafesine
Zincirlerle bağlasan durmuyor yar
Korkarım ki ayrılır bu can tenden
Sana doğru ilerlerken saklı yar
Kavuşamaz solarsa eğer beden
Son olarak sana baksın gözüm yar
Tavaf eder her gece ruhum seni
Siyahına inciler döktüğüm yar
Dünyanın en güzel dediğim yeri
Seccademin üzerine geldi yar
Bastım kızgın çöllere,ah kumlara batarak,
Vardım menzil köyüne,gülleri koklayarak,
Koparttım al gülleri,demetleri sayarak,
Dostlara selam verdim,düştüm kâbe yoluna...
Uçan kuşlara sordum,dağa taşlara sordum,
Hem alimlere sordum,gözdeki yaşlara sordum,
Geçen yıllara sordum,Hakk aşıklara sordum,
İlden illere sordum,düştüm kâbe yoluna...
Hacıların peşinde,tüm suçların içinde,
Yandım aşk ateşinde,anıların içinde,
Oldum dünya işinde,Muhammed'in izinde,
Dostlara veda ettim,düştüm kâbe yoluna...
Beyaz hiramı giydim,acıları dindirdim,
Kalpdeki pası sildim,ağır yükü indirdim,
Aşk şarabını içtim,beyaz atıma bindim,
Dostlara veda ettim,düştüm kâbe yoluna...
Katran gibidir yüzüm,biçareyim öksüzüm,
O yolda kaldı gözüm,lal oldum yoktur sözüm,
Allah Allah der özüm,aşk ateşinde közüm,
Vatana veda ettim,düştüm kâbe yoluna...
Fatma Alageyik
AÇ KAPILARINI KABE
Bir at üstünde kanatlanmış geliyor sanki,
Ümmetin efendisi.
Suruşunda bir asalet, ve gözlerinde tebessüm.
Ağlamaya alışkın gözler bu defa gülüyor.
Sultanlar sultanı geliyor,
Alemlerin peygamberi geliyor.
Muhammed Geliyor...
Sırtında sanki dağlar taşıyor.
Gözlerinden sanki ummanlar akıyor.
Gülüyor nurlu yüzü,tebessümü ashabı'na cesaret veriyor.
Başlar önde,Kabe kollarını açmış bekliyor.
kabe yarini bekliyor,kabe sahiplerini bekliyor.
Ashab'ın yüzünde bir heyecan.
Ve Muhammed Gülüyor.Aç kapılarını kabe,
Çünkü sevdalın geliyor.
Mekke'nin kapısından asırlık bir devir için
bütün ihtişamıyla,gökleri bile ağlatan peygamber giriyor.
İşte zeyd,kalabalığın içinde gizlice ağlıyor.
Cafer ellerini yüzüne götürmeye utanıyor.
Yasir Rasullullahın yüzüne sanki aşık olmuş,
Nasıl da hayranlıkla bakıyor.
Ve bütün ağızlarda salavat
Gökler Allah sesiyle inliyor.
Bütün ihtişamıyla bir devri aydınlatmaya
Aşka susamış insanlığa aşkı sunmaya
Muhammed geliyor.
Çamurdan putların üzerine yağmur düşüyor.
Kabenin önü kirli su Muhammedim,
Senin nur'unla arınıyor.
Sırtında sarı elbisesiyle,Gülen nurlu yüzüyle,
Bir devenin üzerinde Rasullullah geliyor.
Nasılda belli sırtındaki yük,çektiğin çile,
Halid bin velid ellerini semaya kaldırıyor.
Ne müthiş bir andır bu,gökler senin isminle yankılanıyor.
Lailahe illallah Muhameden Rasullullah.
Aç kapılarını kabe,senin tek sevdalın geliyor.
Muhammed geliyor.
Hz.Hamzanın savaşını vermeye yemin etmişçesine,
Gözlerini tutamıyor kusam-bin Abbas.
Seni korumak için Uhud'da kendini siper ederken habeşi
Allah dedi,tekbir Allah.
Muhammedi yaradan ve bizlere Rahmet yollayan
Allah için savaşın dedi.
Haykırırken dili bu anlatılmaz sevdayı,
Yüreği sanki ondört yürek oldu aşkından.
Kab'bin Malik kabenin kapısında el pençe,
Sana divan duruyor,
Deven sanki üzerinde bir asrı taşıyor.
Herkes deven olmak istemişti orda.
Seni omuzlarda taşımak ve salavatlar sunmak için sana.
Kabe hiç bu kadar dile gelmemişti.
Aç şimdi kapılarını kabe.
Sultanlar sultanı geliyor.
Efendiler efendisi geliyor.
Aç kapılarını kabe...Muhammed geliyor...
Mekke'nin kapısından bir ihtişamla,
İnsanlığın önderi giriyor.
Babasızlığın acısını yaşayıp yıllardır,
İçinde sakladığı sevdayı sunmaya geliyor.
Bilal-i habeşi ezan okuyor kabenin tepesinde.
Bütün gözler göğe bakıyor.
Rahmet iniyor gökyüzünden.
Sultanımın gözlerinde bir tebessüm,
Sanki omuzunda bir dağı taşıyor.
aç şimdi kapılarını mekke,
Aç kapılarını kabe,
Çünkü Rasullullah geliyor,Muhammed geliyor,Muhammed geliyor...
MUSTAFA ONUR
KABE
Bütün yollar sana çikar
Güzel Kabem canim Kabem
Müminler hep sana akar
Güzel Kabem canim Kabem
Dünyanin en güzel yeri
Sana gelen dönmez geri
Sag iken yasar mahseri
Güzel Kabem canim Kabem
Müminler sende toplanir
Günahlarindan aklanir
Sende binbir sir saklanir
Güzel Kabem canim Kabem
Besvakit namazda dilde
ömür boyunca gönülde
Hecerulesvat seninle
Güzel Kabem canim KABEM
YAZAN:israfil BILICAN
bir sancak altında kaç milyon insan
ne renkleri benzerne dilde lisan
olmuşlar tek yürek tek bedende can
insanlığı gördüm beytullahda ben
yedi bağın gülü aynı destede
yetmiş iki millet aynı listede
kaç milyon amin der aynı bestede
tevhidle haşroldum Beytullahda ben
sinelerde alev ne kül ne duman
dillerde bir soru: Vuslat ne zaman?
cehennem söndürür böylesi iman
aşk ne imiş gördüm beytullahta ben
okyanuslar aşmış gelmiş nicesi
aç susuzuykusuz gündüz gecesi
her nefes dilinde Kur'an hecesi
sevdalılar gördüm beytullahta ben
Rabbin o davetli misafirleri
doldurmuş mekke'de her karış yeri
dillerinde dinmez lebbeyk sesleri
arş'a yollar gördüm beytullahta ben
bir damla misali kapılmış sele
zengin fakirpaşanefer elele
yan yana secdede sultanla köle
mahşerle tanıştım beytullahta ben
kimi ayağında yarım çarığı
kaç yerinden kanar topuk yarığı
meğerse kefenmiş başta sarığı
ne aşıklar gördüm beytullahta ben
bir zerre gözü yok dünya aşında
ahir rızkını arar harman başında
rabbin nazarınıkabe taşında
gören gözler gördüm beytullahta ben
bir sevda seli var sefamervede
damlalar köpürmüş vecde girmede
nice peygamberler nice zirvede
durup bakan gördüm beytullahta ben
ibrahim makamı sultan sofrası
sunulur herkese bir kevser tası
bir cennet şöleni perde arkası
ne sahneler gördüm beytullahta ben
durdumda tavafı seyrettim hayran
gördümbir kainat misali devran
hangisi melektirhangisi insan
şaşırdım çok zamanbeytullahta ben
yaş desem yaş değil gözlerden akan
bir selki günahlar bendini yıkan
kabe göklerinden semaya çıkan
merdivenler gördüm beytullahta ben
bir mana sarayı mescid_i haram
o ne ince nakışo ne ihtişam
her kalbe Muhammed Aleyhisselam
bir taht kurmuş gördüm beytullahta ben
kimi bahardadır görmemiş yazı
kiminin geçiyor Mevlaya nazı
kılınır kabe'de veda namazı
imrendimbeytullahta ben
kiminde kalmamış derman bacakta
iki büklüm yürürgitmez kucakta
erimiş kaybolmuş Cenab_ı hakta
pervaneler gördüm beytullahta ben
o kambur sırtında eski torbası
torbasında sanki cennet urbası
hele bir kıyamda varki durması
göz göz oldumdoldum beytullahta ben
hacer'ül esvedde adın yazdıran
rukn_i yemani'de gönül gezdiren
iman pençesinde nefsi ezdiren
ne veliler gördüm beytullahta ben
unutmuş dünyanın vefa derdini
yıkmış kalbindeki riya bendini
öyle teslim etmiş Hakk'a kendini
canda canan gördüm beytullahta ben
melekler almışlar şölenden payı
sarmışlar Kabe'de bütün semayı
kalem anlatamaz bu ictimayı
aciz bir kul oldum beytullahta ben
kaç yerden açılmış gökte kapılar
ardında saraylar zümrüt yapılar
vadeleri sonsuz nice tapular
elden ele gördüm beytullahta ben
bir sağnak misali selam yağmuru
kimi sırılsıklamkimi kupkuru
ihlas ateşinde nice hamuru
pişiyorken gördüm beytullahta ben
dağlar taşlar vecde gelmiş kavrulur
kum tanesi Allah diye savrulur
göz nereye baksa Rahmanı bulur
ne zikirler duydum beytullahta ben
ter döktüm susadım nefsimden yana
başkası bir lezzet vermedi bana
dediler bu zemzem şifadır cana
içtim kana kana beytullahta ben
Mescid-i Haram da dokuz minare
diyorki:bendedir gaflete çare
bir günde beşkere yürek bin pare
ezanler dinledim beytullahta ben
bir zaman derdim ki:Ya Rabbi neden
bir daha istiyor bir kere giden?
meğer bilemezmiş insan gitmeden
aldım cevabımı beytullahta ben
gördüm ki bu dünya bir oyalanma
halime bakıpta mutluyum sanma
bedenim Kabe'den uzakta amma
gönlümü bıraktım beytullahta ben
KÂBE VE PUT
Kâbe ve Put, iman benim,
Çark vurup da dönen benim.
Bulut olup göğe ağan,
Rahmet olup yağan benim.
Yaz yaratıp yer donatan,
Gönlümüz evi hanedan.
Hoşnutum ata anadan,
Kulluk kadrin bilen benim.
Yıldırım olup şakıyan,
Kakıyıp nefsin dokuyan,
Yer kadasında berkiyen,
Şu ağılı yılan benim.
Hamzayı kaf'tan aşıran,
Elin ayağın şişiren.
Gözsüzlerin gözündeki,
Boz pusarık duman benim.
Et ve deri, sünük çatan,
Hükmeyleyip diri tutan,
Kurdet beşiğinde yatan,
Hikmet sütün emen benim.
Âşık olan gelsin beri,
Göstereyim doğru yolu.
Makamımdır gönül şarı,
Ayrılmayıp duran benim.
Yeri, göğü benim kuran,
Ayrılmadan kayim duran,
Irmaklara göl çağıran,
Adım Yunus, umman benim.
Yunus Emre
Kabe’de
KÂBE’ DE
RUHUMDAN GÖZYAŞI AKTI DURMADI,
AĞLADIM İNLEDİM KUTLU KABEDE.
ALLAHIN AŞKIYLA TAVAF YORMADI,
AĞLADIM İNLEDİM KUTLU KABEDE.
MEKKE İ MÜKERREMİ YAKARKEN SICAK,
BÜTÜN HACILARA AÇTILAR KUCAK.
MÜMİN MÜMİNLE KARDEŞTİR ANCAK,
AĞLADIM İNLEDİM KUTLU KABEDE.
SAFAYLA MERVEDE SAYLARI YAPTIM,
ULU BEYTULLAHA DOYMADAN BAKTIM,
ŞU FANİ DÜNYAYI BİR PULA SATTIM,
AĞLADIM İNLEDİM KUTLU KABEDE.
ORHAN ŞENTÜRK
Kabe'de Niyaz
Mikat yerinden önce kefen büründük,
O hal ile mahşere hazır göründük.
Lebbeyklerle Kabe’ne el yüz süründük.
Kerem et haccımızı kabul et Ya Rab.
Ne benlik kaldı burda, ne gururumuz.
Kabe de tavaflar da, say’ler de rumuz.
Erler ilk dört tavafta açtık sağ omuz.
Lutfeyle haccımızı kabul et Ya Rab.
Emrettin, Arafat! ’ta vakfeye durduk.
Müzdelife’de ele taşlar doldurduk.
Mina ‘da şeytanı ve hizbini vurduk.
Gayretleri indine kabul et Ya Rab.
Tavaf yapan milyonlar, melekler miydi.
Safa ile Merve’de Hacer ümidi.
Arafatta barajdan taştılar şimdi.
Vadettiğin ikramı bize sun Ya Rab.
Nefsimize nisbetle kestik kurbanı.
İnsan demi yerine kurbanın kanı.
Millet-i ibrahim ‘in kurtuldu canı.
Remzleri asıl gibi kabul et Ya Rab.
Remz’ler tamamlanınca çıktık kefenden,
Sanki o an ayrıldı ruhumuz tenden.
Belki çok şey değişti eski bedenden.
Veda tavafımızı kabul et Ya Rab.
Nefsin arzularını boğmuş olalım.
Dönerken yeni baştan doğmuş olalım.
Rızanı tahsil ile huzur bulalım.
Rahmeyle,niyazları kabul et Ya Rab.
Bilmem edilirmiyiz bir daha davet?
Kısmet ise gelmeye şimdiden evet.
Habibin hürmetine bize merhamet.
Mizan-a’ haccı mebrur’ konulsun Ya Rab.
Adnan Büyüksoy
05:18
|
Etiketler:
siirler
|
0 yorum:
Yorum Gönder